Bursa Otosansit Masterplan Proposal, Bursa / Turkey, 2016
Bursa Otosansit Masterplan, Bursa
YiÄŸitler Oto Sanayi Sitesi'nin kentsel tasarımının yeniden yapılarak konut ve ticaret olarak planlanması problemi ortaya çıktığında öncelikli olarak kent ile iliÅŸkisini önemsedik. Kuzey tarafından hafif raylı taşıma hattı ile beraber Ankara-Bursa Karayolu yer alan alanın, güney tarafında ise 1. Derece sit alanı olan ve Osmanlı mahallelerinin yaÅŸayan ender örneklerinden olan Cumalıkızık bölgesi yer alıyordu. Dolayısıyla bir anda karmaşık bir problemin içinde bulduk kendimizi.
Bölgenin Cumalıkızık ile iliÅŸkisi nasıl olacak? Cumalıkızık bölgesine etkileri nasıl olacak? Hem ÅŸehir merkezini hem de Cumalıkızık’ı içine alan bütüncül bir kentsel yaklaşım önerilebilir mi?
​
Bu sorular üzerinde yaptığımız tartışmalar neticesinde ÅŸehir ile iliÅŸkiyi kuran Kuzey yolundan baÅŸlayan ve Cumalıkızık bölgesine doÄŸru alanı ikiye bölen ve hali hazırda da 30 metrelik araç yolu olarak yer alan yolun bir yeÅŸil alan omurgasına dönüÅŸmesi gerektiÄŸini düÅŸündük. Bu omurga’nın kuzey ucu ÅŸehirden giriÅŸ kapısını, güney ucu ise Cumalıkızık için bir giriÅŸ kapısı niteliÄŸinde olacaktı. Yolun araç yolu olarak devam etmesi ya da yayalaÅŸtırılması kararı yaÅŸandıkça verilebilecek bir karar olarak bırakıldı. Cumalıkızık’ın özellikle yoÄŸun turist ziyareti sırasında ortaya çıkan araç problemlerini çözmek üzere’de hafif raylı sistemin devam edebileceÄŸi ya da teleferik baÄŸlantısının kurgulanabileceÄŸi, böylece araç giriÅŸinin sınırlandırılacağı bir çözüme de alt yapı desteÄŸi saÄŸlayabilir düÅŸüncesiyle yeÅŸil omurganın altını semt otoparkı olarak planladık. Daha sonra alandaki yaÅŸam hakkında konuÅŸmaya, fikirle üretmeye baÅŸladık. Bu aÅŸamada buradaki kentsel yaÅŸama odaklandık.
Nasıl bir yaşam hayal etmeliydik?
Kentsel bir parça yaratmak yerine özlediÄŸimiz mahalle yaÅŸamını burada oluÅŸturabilir miyiz? Osmanlı mahallesinin yaÅŸayan ve koruma altına alınan bölgesinin eteklerinde bu yaÅŸamı yeniden kurgulayabilir miyiz?
​
Osmanlı ÅŸehirleri kurulurken merkez bir camii alanı ve onun çevresinde geniÅŸleyen ticaret sosyal hayatı oluÅŸtururdu. Camii gündüzleri çalışanların ve ziyaretçilerin kesiÅŸtiÄŸi bir alan olurken hemen yakınlardaki konut alanları ise çıkmaz sokaklar sayesinde güvenliÄŸin saÄŸlandığı, herkesin olan ortak sosyal alanlara dönüÅŸür bir yönüyle kontrol merkezi olurdu. Fakat sonra, yollar özellikle gridal düzenlemelere ve sürekliliÄŸe kavuÅŸtukça bu içe dönüklüÄŸü herkes kendi parselinde sitesinde yapmaya baÅŸladı. Sonra tekrar cem olmayı/ mahalleli olmayı özledik. Aynı kurguya döneceÄŸimize büyük parsellerde site mahalleler oluÅŸturmaya kalktık. Her gün her reklam kuÅŸağında tek başına yettiÄŸini iddia eden konut projeleri oluÅŸtu. Bu durum mahalleli olmayı, aynı siteden olmayı, beraber olmayı saÄŸlamadı. Aksine kiÅŸiler güvenliklerini kendi meskenlerinde arar oldular. Artık evlerine kapandılar. Bu yüzden ÅŸehirlerimiz bireylerin ÅŸehirleri oldu. Peki tekrar mahalle olmayı nasıl baÅŸarabiliriz?
Cumalıkızık’ın eteklerinde tasarım yaparken aslında çözüm önümüzde duruyordu. OluÅŸturulan yeÅŸil omurga ticaret ile çevrelenecek, hali hazırda mevcut olan camii alanı korunacak, ticaret ile desteklenecek, tematik alanları ile (eÄŸitim/kültür/eÄŸlence) mahallelinin bir biriyle ve bölgeye gelen/ Cumalıkızık’a geçip giden ziyaretçileri ile sosyal ve ticari aksı oluÅŸacaktı. Geri kalan konut alanları ise çepeçevre araç yolu ile ÅŸehirden desteÄŸini almalarını, bu yoldan uzanan yayalaÅŸtırılmış sokaklar ile kendi birlikteliklerini, kamusal alanlarını oluÅŸturmasını ön gördük. YayalaÅŸtırılmış sokak arası mesafeleri daha yürünebilir, motorsuz taşıtlara uygun eÄŸim ve mesafeler ile kurgulayıp, yeniden özlediÄŸimiz yürünebilir ÅŸehirlere kavuÅŸmayı hedefledik. Topografyanın homojen ve tek yönlü giden eÄŸimine uyum saÄŸlayarak zemin katlarda bir biri içine geçen bir zemin kat kamusal kullanımı hayal ettik. Bahçe duvarları olmayan bir alan. EÄŸimin etkisiyle havada kalan kütlelerin altından geçilen ortak bir yaÅŸam alanı olmalıydı zemin kat. Kuzey ve güney yönünde alanı bölen yeÅŸil omurgaya bir de batı-doÄŸu yönünde bir yeÅŸil omurga ekledik. Bu ortak alanlar herkesin olsun istedik. Yapı adaları içindeki peyzaj unsurlarını ise malzemesi ve bitkiseli ile her ada için özelleÅŸtirmek, böylece bu kısımlarda aidiyet duygularını artırmayı önerdik. Kamusal olan ile özel olanı duvarlarla deÄŸil malzemeler ile ayrıştırdık.
Bugün yatırımcılar büyük ölçekli projeler üretebiliyorlar. Nüfus sayısı 5.000’leri, 10.000’leri bulan mahalle ölçeÄŸinde siteler. Yatırımcılar için böylesi ölçeklerin temel önceliÄŸi pazar talepleri oluyor elbette. Bir de bir marka yaratma endiÅŸesi bunu takip ediyor. Yapım teknolojisi ve talepler benzer olunca da yerine özgü girdiler sunabilecek, projenin yakın çevresinden gelen baÄŸlam sorunsalları eriyiveriyor.
​
Projelerin Dubai’de bulunmasının, Ä°stanbul’da olmasının ya da Bangkok’ta yer almasının tasarıma katkı saÄŸladığı söylenemez. Bugün herhangi bir yerde yapılan proje kolaylıkla baÅŸka bir kıta baÄŸlamında bile önerilebiliyor. Tamamen mekanik ısıtma soÄŸutmaya endeksli siteler birkaç check-liste atılacak göstermelik tikler ile yeÅŸil bina sertifikaları alıyor.
Bizim içinde bulunduÄŸumuz tasarım problemi de ölçeÄŸi gereÄŸi böyle bir problemle karşı karşıya.
​
Bununla baÅŸa çıkılabilir mi? diye düÅŸündük sonrasında. Emsal oranının 1’in üzerine çıkacağı, 850.000m2’lik bir alanda konut ve ticaret alanları ile bunların ihtiyaç duyacakları sosyal alanları planlarken alanı nasıl daha kent parçası halinde ele alabiliriz ve nasıl bir bütün kente kanser hücresi gibi tutunan, hiçbir çevresel etkiyi esas almayan koca bir marka proje yerine; buraya ait, zaman içinde oluÅŸmuÅŸ gibi görünen, buna karşın dil birliÄŸi ve tasarım bütünlüÄŸüne sahip, kaliteli kentsel mekanları olan, naif, ölçeÄŸine hâkim, yalın ve kendine güvenen bir eski mahalle dili oluÅŸturmak istedik.
​
Project künye
​
Mimari tasarım: R.GüneÅŸ Gökçek
Mimari ofis: YPM
Proje ekibi: ÇaÄŸrı Çağır, Hazal Uçak
Proje tarihi: 2016
Arsa alanı: 716.000m2
Bursa Otosansit Masterplan, Bursa
The very first thing we prioritized in Yigitler Auto Industrial Estate’s new urban design problem to accommodate both residential and commercial areas was its relationship with the city. While on the northern part having the light rail transportation line and Ankara-Bursa highway, the site was also the neighbor of priority one preservation site Cumalikizik district, a rare example of a well reserved Ottoman neighborhood, on the southern part. This critical relationship of the site with its surroundings made the design problem more complicated.
What would be the relationship of the design area with Cumalikizik? And what would be effects of it to Cumalikizik?
Is it possible to provide an integrative design solution which incorporates both the city center and Cumalikizik?
​
After discussions over these questions, we believed that the existing 30m wide vehicle road, which -starting from northern road provides the connection to the city center, should transform into a green belt. This green belt would act as gateways at northern part towards the city and at southern part towards Cumalikizik. The decision to whether leave the road as a vehicular road or transform into a large pedestrian alley was left to be determined in time. In order to solve the vehicular density and car park problems during tourist trips to Cumalikizik, light rail transportation systems can be extended and/or a a telpher can be planned. Therefore, since this decision would result in a solution where vehicular entrance is limited, supportively car parks are introduced under the green belt. Then we turned our heads to the life that would take place in this district, started to create ideas by focusing on the urban life.
What sort of a daily life would take place in this district? Is it possible to create a cozy neighborhood feeling in such a large urban plot? Could we reinterpret this daily life at the skirts of already living and well protected Ottoman Neighborhood?
In Ottoman cities, a central mosque and commercial areas wrapped around together would generate the social life. While mosque being the intersection of workers and visitors during daytime, neighboring residential areas with their dead end streets would create a secure, controlled district that belonged to all inhabitants. But then, especially after the roads are arranged in grids and continuity among them is provided, this introversion was started to be created within each and every building plots themselves. Then we missed being a community, an inhabitant of a neighborhood. Instead of going back to the same urban setup, we created well protected introverted large neighborhoods within urban plots that communicate only through themselves but not their surroundings. Every day, in adverts, residential projects that are claimed to be self-sufficient were promoted. Yet, none of these project was in fact could create the feeling of being a part of a community. On the contrary, people started to seek for their safe space in their own environment, by shutting themselves down at their homes. That is why our cities became cities for individuals. But how can we achieve to create neighborhoods again?
The solution was in fact right in front of our eyes, in the adjacent Cumalikizik district. Proposed green belt was going to be surrounded by commercial activities, the existing mosque would be preserved and it would be both better defined and also supported by the commercial district, green belt, with its newly introduced thematic areas (like educational, cultural, and recreational), would generate the social and commercial axis area by being an intersection area where inhabitants of neighborhood meet with visitors that passing through to Cumalikizik. Remaining areas where residential district is located were planned to be fed by surrounding vehicular roads from the city while creating their own unification and public space from the pedestrian roads expanding from this road. Reinterpretation of pedestrianized street dimensions now creates more walkable areas with appropriate slopes for engineless vehicles.
By this approach, we aimed to achieve the pedestrian-friendly cities that we missed. We envisioned for a public ground with integrated ground floors allowed by the homogenous and one way sloped nature of the topography. With the effect of the slope, ground floor should be an uninterrupted common living area. We added another green belt extending in east-west direction that intersects with the one in north-south direction. We wanted these common spaces to belong to every inhabitant. By customizing landscape elements with their materials and vegetation within each building plot, the feeling of belonging was aimed to be achieved. We differentiated public and private spaces by means of tactile quality of materials instead of simply building walls. Today, investors are capable of building large scale projects some of which resemble neighborhood scale with their population of 5 or even 10 thousand occupants. Inevitably, for investors, the main priority of such projects comes from mostly market needs which are followed by the desire to create brand value. Since construction technologies and demands are alike in these projects, contextual concerns that could provide site/context specific inputs to a project, unfortunately, melts down. Therefore in such projects, it would not be wrong to say that whether being located in Dubai, in Istanbul or in Bangkok really matters. Today, a project designed for anywhere can easily be proposed to a whole another area where even continental context differs. Housing residences which utilize completely mechanical heating, cooling and ventilation can easily gain green building certificates by simply meeting some of the ticks on a check list.
Our design problem is facing a very similar problem considering its scale. We thought about how to cope with this issue. How would we take this project into hand of which the floor area ratio would exceed 1 in an 850,000sqm area in a way to host commercial and residential areas along with the social spaces they need? The answer we found to that question is to create integrated neighborhoods which look as if they occurred organically in time and belong to their surroundings while preserving the same design language in harmony. This series of integrated neighborhoods forms enjoyable, simple yet confident public spaces that are conscious of their scales.
​
Project facts
​
Architectural Design: R.GüneÅŸ Gökçek
Architectural office: YPM
Project team: ÇaÄŸrı Çağır, Hazal Uçak
Project date: 2016
Land area: 716.000m2